Pandemi bitiyor mu?
Açılmalar başladıkça, arkadaşlarla bir buçuk sene sonra görüşmeye başladıkça pandemi kötü bir rüyaydı gibi gelmiyor mu sizlere de? Ilık geçen Ekim ayının ardından kafelerde, restorantlarda toplaşmalar başladı ve itiraf edin, hepimiz bunu inanılmaz özledik.
Elbette hala maskelerle kapalı alanlara giriyoruz, aşı kontrolleri oluyor kapılarda ama yine de buluşmalar başladı ve tam olarak havalar soğumadan. Her ne kadar bazılarımız yalnız kalmayı, kendi kendine hayatını idame ettirmeyi seviyor olsa da insan gerçekten sosyal bir varlıkmış… Bunu bu pandemi bizlere tekrar kanıtlamış oldu.
Biraz “insan sosyal varlıktır” lafı üzerine konuşmak istiyorum bu yazımda.. Her ne kadar bence pandemi bunu bize kanıtlamış olsa da bu lafın bizlere dayattığı sorumluluklar, önceden kabullendirilmiş ve giydirilmiş kimlikler olduğunu da farkında olmalıyız. İnsanlar genel olarak toplumda yaşamayı, becerileriyle, eğitimleriyle topluma katkı sağlayıp, eksik kaldıkları yerleri de toplumdaki diğer bireyler aracılığıyla gidererek günümüze kadar sağlamışlardır. Ama ya tamamen kendini toplumlardan / toplumdan izole etmek isteyenlerimize ne oldu? Onlar da bu toplumun parçası olmak zorunda kalmıyorlar mı yeri geldiğinde? Kendi arzularınca topluma karışıp, istemedikleri zaman geri çekilen ve bu yüzden yer yer dışlanmalara da maruz kalan içine kapanık, bireysel samimiyete özen gösterip, kalabalık ortamları sevmeyenler bu denklemin ne tarafında duruyorlar sizce?
Benim düşüncelerime göre insan sürekli, öyle ya da böyle birileriyle iletişim, bir bağ kurmaya çalışan bir varlıktır ve bunu kuramadığı zaman ya kurmamayı tercih eder ya da mutsuzluğa sürüklenir. Yani yaşadığımız çağın da etkisini düşündüğümüzde bir fotoğraf paylaşınca bir yorum bir beğeninin gelmemesi bile çoğu insanı gerip üzüyor. Bir şekilde sosyalleşemeye çalışmak, etkileşim, iletişim kurmak, kendini ve/veya ürünlerini beğendirmek, onaylatmak üzerine kurulu sanki toplum düzenimiz. Yani burada düşünmemiz gereken insan kendi iç hesaplaşmasıyla yüzleşemediği için mi acaba sosyal olmak zorunda hissediyor kendini? Vicdanıyla, geçmişiyle, gelecek hayalleriyle , hayatındakilerle hesaplaşamadığı, yüzleşmek istemediği için mi acaba insanoğlu biraz daha kalabalığı tercih ediyor?
Belki de yalnız kalmamaya çalışmak, kendi sorunlarını, günlük hayat koşuşturmasında varoluş sebeplerini düşünmemek için elinden gelen ötelemeyi yapmaya mı yarıyor?
Bence bütün bu soruların cevaplarını tabi ki kendi içinizde bir kere bile olsa gözden geçirmişsinizdir ama tekrardan bu satırlarda okumak size ne hissetiriyor, çok merak ediyorum. Yahu Azer pandemi bitiyor mu acaba diye başladın, ‘insan sosyal varlıktır’a bağlayıp, ne alaka hayatı sorguluyorsun diyeceksiniz belki de ama aslında bu zorlu süreç bizlere yaşamı, sevdiklerimizi, sevmediklerimizi, varoluşumuşu sorgulatmadı mı? Yani hayatınızı dondurmuş gibi yaşamak illa ki pandemi bitsin şunu şunu yapacağım dedirtmiştir sizlere de.. . Ah bi pandemi bitsin bir daha evde oturmayacak, üşengeçlik yapmıcağım her akşam, her gün dışarı çıkacağım, her plana dahil olacağım dedirtmiştir kesinlikle.
İşte bunun sebebi yalnızlık korkusu mu acaba? Onaylanma isteği mi? Yoksa gerçekten sosyal bir varlık olduğumuzdan mıdır hep merak ettiğim konudur ve döneme göre de cevaplar hep değişiyor benim için. Her ne olursa olsun en azından kend keyfimize göre, hastalık korkusu, vicdani sorumluluklar olmadan rahat rahat sosyalleşeceğimiz, istemezsek de kendi tercihimiz olduğu için evde tek başımıza duracağımız günlerin kapıda olması beni umutla dolduruyor inanın…
Sevgiyle kalın, Azer