Hoşgeldiniz
Siz de hoşgeldiniz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Şengül Kaya. Bir Kalem de Sen Al grubu üyelerinden biriyim.
Grubu biraz anlatır mısınız?
Tabi. Biz 11 tane anneyiz. Nesrin Teze, Olcay Çelik, Ayşe Gülhan Dal, Melek Çalışkan, Neşe Halvacı, Sibel Gün, Bilge Karaçeper, Ayşe Emcan, Yasemin Erten, Yeliz Uçar ve bendeniz, Şengül Kaya grup üyelerimiz. Geçtiğimiz yıllarda üye sayımız birkaç kişi daha fazlaydı. Son 7-8 yıldır aynı annelerle devam ediyoruz.
Grubun amacı nedir?
Özellikle Türkiye’deki yardıma muhtaç çocukların eğitimine bir el uzatmak tek amacımız.
Maddi yardım sanırım.
Evet, Türkiye’de güvendiğimiz kişiler ya da kurumlar aracılığıyla bu yardımı ihtiyacı olanlara ulaştırıyoruz. Tabi grubun adından da anlaşılacağı üzere, özellikle okula giden çocukların eğitimlerine destek olmayı hedefliyoruz.
Nasıl başladınız?
Aslında Happiness of Children ismiyle fiziksel olarak da hayli aktif bir gruptuk. O grup zamanla aktivitelerini azaltınca biz de kendi içimizde bu gruba dönüştük diyebilirim. Önce bir altın günü yapmıştık. Fakat bu bize cazip gelmedi, çok haz vermedi. Sonra arkadaşlarımızdan biri yine bu tür birşey yapmamızı önerdi. Daha önce bir çocuğun mutluluğu için çaba sarfediyorduk ve yine aynı şeyi yapmaya karar verdik. Aklımıza gelen şey üç beş kuruş demeden biriktirdiğimiz parayı bir araya getirerek bir hesap oluşturmak ve bunu yine bir çocuğun mutluluğu için kullanmak oldu.
Biriktirdiğiniz bu paraları nerelerde kullandınız?
Biriktirdiğimiz paraları Türkiye’de herhangi birimizin bir tanıdığına, Doğu’da bir sınıfa, soğuktan korunmak için ihtiyacı olan bir aileye gönderdik.
Küçük küçük de olsa elimizden ne gelirse yapmaya çalıştık.
Ne zaman başladınız?
Bu sene yedinci senemize giriyoruz. Aslında 2010 ya da 2011 yılında Van’da kuzenimin öğretmenlik yaptığı bir okula yardım etmiştik. O çocuklar da bize şarkılarla teşekkür ettiler. Böyle başladık ve hiç durmadık. Sadece son yedi senedir bunu düzenli yapmaya başladık.
Biraz anlatır mısınız?
Tabi. Biz 11 hanım her ayın ilk cumartesi günü toplanıyoruz. Her sene Eylül ayında çekiliş yapıyoruz. Ona göre sıra kimdeyse onun evinde toplanıyoruz.
Bu toplantımızda Haziran ya da Temmuz ayında biriktirdiğimiz paranın nereye gideceğine karar veriyoruz.
Bu kararı nasıl alıyorsunuz?
Genelde birkaç farklı fikir oluyor. Çoğunluk neye karar verirse onu uyguluyoruz.
Ocak ya da Şubat ayında kimin Türkiye’ye gideceği belli oluyor. Gönderme masrafı olmasın, para azalmasın diye o kişi elden götürüyor. Böylece hem götürdüğümüz ortamı görüyoruz hem de çocukların mutluluklarına birebir şahit oluyoruz.
Belirlediğiniz miktar ne kadar?
Her ay kişi başına $15 topluyoruz. Fakat aynı zamanda şöyle bir şey de yapıyoruz. Malum evlerimizde muhakkak kullanılmayan ya da artık fazla gelen eşyalarımız oluyor. Hava müsait olduğunda bunları bir garage sale yaparak nakde dönüştürüyoruz. Bunu da birikimlerimize ekliyoruz.
Damlaya damlaya göl oluyor yani.
Kesinlikle. Her ay $165 toplanıyor. Küçük gibi görünebilir ama yıl sonunda ciddi bir ihtiyacı karşılayacak kadar büyük miktara ulaşıyor. Türk Lirasıyla hesaplandığında daha da değerleniyor.
Bugüne kadar neler yaptınız?
Az önce söylediğim gibi, Van’da bir okula yardım ettik. Biri benim kuzenim olan iki öğretmen vardı okulda. Okul müdürüyle beraber bize önceden bir liste hazırladılar. Çocukların önlükleri, defterleri, kalemleri gibi şeyler vardı listede. Örtüsünden beslenme çantasına kadar o sınıfın bütün masraflarını karşıladık.
Bir okulun kütüphanesini kurduk.
Tema’ya ağaç dikilmesi için bağış yaptık.
Üç yıl üst üste Nesin Vakfı’na gönderdik. Her giden oradan kitap alarak ayrıca destekte bulundu.
Tabi bu birikimleri Türkiye’de teslim ederken yanımızda mutlaka birileri oluyor. Mesela ben Nesin Vakfı’na giderken benimle gelen kuzenim oradan bütün ailesi için zeytinyağı satın aldı; böylece dolaylı olarak bir katkıda daha bulunmuş olduk. Bütün aile kurbanlarını o sene oraya vermeye karar verdi. Şu anda birçok aile zeytinyağı, peynir gibi ihtiyaçlarını oradan alıyor ve kurbanlarını vermeye devam ediyorlar.
Tabi bu arada grubumuzun içinden arkadaşlarımızın akraba ya da tanıdıklarına da destek olabildik.
Güzellikler de çığ gibi büyüyor yani.
Evet. Bu sene ben gittim Türkiye’ye. Ağrı’da bir okula eşofman ve spor ayakkabı alındı. Yirmi kız yirmi erkek çocuğa üniversiteli bir gençlik grubunun aracılığıyla para gönderdik.
Keşke çocuklarımızın okumak için bu kadar basit eksiklikleri olmasa, keşke muhtaç bırakılmasalar. İnsan ister istemez iki ülke arasındaki imkanları kıyaslıyor ve üzülüyor.
Yaptığınız yardımların yerine ulaştığından nasıl emin oluyorsunuz?
Mesela eşofmanları alırken parayı direkt kendim ödedim. Teslimat alınırken ve çocuklar üzerlerine giydiklerinde öğretmenler video çekip bize yolladılar.
Toplantılarınız da çok keyifli oluyordur…
Toplandığımızda muhakkak zengin bir soframız oluyor. Gülüp eğleniyoruz. Bazen tartışıyoruz, bazen dertleşiyoruz.
Bu grupta olmanın en güzel yanı ne?
Herşeyden önce bu grup sayesinde birbirimizi çok iyi tanıdık ve çok güçlü bağlarımız oldu. Bazen çocuklarımız da katılıyor bize. Onların birlikte büyüdüklerini görmek çok güzel.
En heyecan verici tarafı yanyana geldiğimizde topladıklarımızı paylaşmak. Hepimizin ayrı ayrı başka grupları da var çünkü. Ama en güzeli Haziran ayında herşeyi topladığımızda hissettiklerimiz.
Peki çektiğiniz zorluklar neler?
Kişisel zorlukların dışında yardımın yerine ulaştırılması her zaman çok kolay olmuyor. Çünkü Türkiye’ye gittiğimizde zamanımızı mümkün olduğunca ailelerimizle geçirmek istiyoruz. Ama mesela Nesin Vakfı Çatalca’da ve oraya gitmek epey zaman aldı.
Onun dışında pek büyük bir zorluk çekmiyoruz diyebilirim.
Bu nispeten kapalı bir grup olduğunuz için mi böyle?
Açıkçası kapalı bir grubuz ama grup dışında da yardımlara açığız.
Yeni üye alıyor musunuz?
Hayır. Çünkü biz aynı zamanda bir aile gibi olduk. Toplantılarımızda sadece para toplayıp dağılmıyoruz. Özel hayatlarımızı, çocuklarımızı da konuşuyoruz. Evler de müsait değil açıkçası. Eğer birisi bizim grubumuz aracılığıyla ihtiyacı olan bir çocuğa yardım etmek isterse tabi ki kabul ediyoruz.
skaya871@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler.
Harika bir çalışma örneği. Yani iyi birşey yapmak için illa ki kurumsallaşmaya gerek yok.
Kesinlikle. Zamanında hepimiz bir dernek çatısı altında büyük emekler verdik. Çocuklarımızın o günlere dair çok güzel hatıraları var, sık sık anıyorlar. Fakat gördük ki bizim kendimizden ya da ailelerimizden kestiğimiz zamanın, verdiğimiz emeğin pek kıymeti olmadı. Bu yüzden ihtiyacı olanlara yardım etmek için dernekleşmeye gerek olmadığını düşünüyoruz. Küçük küçük de olsa hepimiz yapabildiğimizi yapıyoruz ve ertelemiyoruz.
Son olarak sizin eklemek istediğiniz birşey var mı?
Ben Kanada’nın gönüllü ruhunu çok sevdim. Kimsenin liderlik gibi bir hırsı yok, herkes birbirini takdir ediyor ve hoş görüyor. Bir plan, proje dahilinde ciddiyetle çalışılıyor. Bu yüzden herkese yapabildikleri ölçüde gönüllü çalışmalarını öneriyorum.
Çok teşekkür ederiz.
Biz de teşekkür ederiz.